Mahşer-İ Cümbüş’ün en önemli isimlerinden Ayhan Taş  

AYHAN TAŞ kimdir? 

 25 Haziran 1971 tarihinde Adana‘da doğumluyum. İlkokul ve ortaokulu Adana’da bitirdim. 1993-1995 yılları arasında şiir topluluğu çalıştırıcılığı ve Edirne Dost FM’de radyo programcılığı ve sunuculuğu yaptım. Evli ve bir çocuk babasıyım.

 Radyo sunuculuğundan, oyunculuğa geçiş yaptınız. Bu yol ayrımınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

 Radyo sunuculuğu yaptığım dönem 1990-1993 dönemleriydi. Özel radyoculukta birçok insanın denemesi olmuştur. Edebiyat, sanat ve müzikle oldukça ilgiliydim. O dönemde Edirne’de Fizik okumakla birlikte amatör tiyatroda yapıyordum. İkisini de hobi olarak yapıyordum. Aldığım eğitimin bilim adamı olmak için yeterli olmadığını anladığımda profesyonel olarak tiyatro yapmaya karar verdim.

 İyi bir taraftar olduğunuz biliniyor, sizi Beşiktaşlı yapan kimdi ya da neydi?

 İyi bir taraftar olduğumu düşünüyorum. Ondan da önce iyi bir spor izleyicisi olduğumu düşünüyorum. Oyunun yapısını, oyunu oyun yapan şeyi anlamak ve görmek hoşuma gidiyor. Futbol başta olmak üzere birçok basketbol, voleybol maçlarını da izlerim. Takım oyunları daha fazla ilgimi çekiyor. İyi bir Beşiktaşlıyım. Takımımı ve renklerini çok seviyorum. Beni Beşiktaşlı yapan etkeni bende hatırlamıyorum aslında. Zaten kendimi bildim bileli de Beşiktaşlıyım. Açıkçası hiç kimse Beşiktaşlı olmam için bana ön ayak olmadı. Mahallede küçük bir çocukken de Beşiktaşlıydım, hala da öyleyim. 

 Mahşer-i Cümbüş kimdir? Anlamı nedir?

 Mahşer-i Cümbüş, tiyatro bölümü okurken ve klasik eğitim alırken doğaçlama tiyatroyla tanışmış 7-8 öğrencinin kurduğu topluluktur. Doğaçlama tiyatro topluluğu demek daha doğru olur. Mahşer-i Cümbüş, tiyatro denizinde bizim keşfettiğimiz bir adadır. Biz o adada emekleyebilmeyi ve hayatta kalabilmeyi öğreniyoruz. Murat Cankara, bir gün bize Arapça spor terimleri getirdi. Futbol üzerine birçok terim vardı, hepimizde farklı etki yaratan kelimeydi. Anlamını bilmeden bize bir şeyler çağrıştırdı ve anlamını öğrendiğimizde de daha çok sevdik. Mahşer yerindeki şenlikli kalabalık anlamına geliyor. Diğer anlamı da kale arkasındaki ateşli taraftar demektir. Biz tiyatro sporu yaptığımız için oy birliğiyle ekibimizin adını Mahşer-i Cümbüş koyduk. 

 Tiyatro sporu nasıl bir oyun çeşididir ve amacı nedir? 

 Tiyatral yöntemlerle sahnede iki takımın tiyatro sporu yapmasıdır. Tiyatro, ezberli tiyatro yapanlar zaman zaman bir araya gelip bu şekilde atışırlarmış. Doğaçlama tiyatronun unsurlarından faydalanmış ekipler vardı fakat tamamen disiplinini bu yapı üzerine kurmuş Türkiye’deki ilk tiyatro topluluğu Mahşer-i Cümbüş’tür. Kardeş Payı dizisinde senaryo elinize geldiğinde ana karakterlerin, yani Metin-Ali-Feyza’nın isimlerini gördüğünüzde ne hissettiniz? Senaryo elime geldiğinde Metin-Ali-Feyza isimlerini gördüğümde daha çabuk ısındım. Tabii ki çok mutlu oldum. Senaryonun Beşiktaş üzerine kurulması bir Beşiktaşlı olarak bana ayrı bir keyif veriyor. Zaten ilk sahnelerinden itibaren Beşiktaş formalarını görmeye başlıyorsunuz. Tiyatrocu olmayı hayal etmemiştim.

Ne hayal etmiştiniz ne kadarı gerçekleşti? Ve şimdi ne hayal ediyorsunuz? 

 Şu ana kadar gerçekleştirdiğim hiç bir şey hayal ettiğim bir şey değildi. Tiyatrocu olmayı hayal etmemiştim. Uzaylıların geleceğini, özel güçlerim olacağını hayal ederdim. İyilerin yanında olup dünyayı kötülerden arındırmak gibi.. Aslında günlük hayallerim vardı, geleceğe yönelik hayalim pek yoktu. Balıkçı olarak yaşayabilirdim ama tiyatrocu oldum. Hayatımdan memnun değilmişim gibi oldu ama mutluyum. Bir gün çocuk dedik Masal dünyaya geldi. Hayat bizi farklı yerlere getirdi, bir ailemiz oldu. 

 Seyirci ile aranızdaki bağı nasıl tanımlıyorsunuz? 

Sıkı ve samimi bir bağ olsa gerek.. Seyirciyle aramda sağlam bir bağ var. Aslına bakarsanız bizimki oyuncu ve seyirci ilişkisinden farklı denilebilir. Bir gün beni bir yerde gördüklerinde şaşırıyorlar ve güzel tepkiler veriyorlar. O zaman onların herkesin görmediği benimse fazla göz önünde bir iş yapıyor olduğumu dile getiriyorum. Çünkü tek farkımız bu bizim. Aramızdaki bağ o kadar güzel ki, seyirciyle çok samimiyiz. 

 Geleceğe yönelik farklı projeleriniz var mı? 

 Geleceğe yönelik talk show hazırlıyorum. Beyaz ve Okan Bayülgen’den sonra yeni bir talk showcu gelmedi. Televizyon ve stüdyo izleyicisiyle iyi bir ilişki kurabileceğime inanıyorum. Ortak bir dünyanın güzelliğini yaşamak istiyorum. Kendi senaryomu ve filmimi yazıp bir görmem gerektiğini düşünüyorum. Bağlamayı güzel çalardım, söylerdim ama uzun süredir ayrı kaldık. Tekrar bağlama alıp çalmak, arınmak istiyorum. Sürekli balığa gidip ruhumu dinlendirdiğim bir yerim vardı orman kanser oldu tedavi gördü. Yeni bir yer keşfetmek, tekrar balık tutmak ve denize girmek istiyorum. Çünkü bizim denize yakın bahçeli bir evimiz vardı. Bu duygulara uzak kalmak istemediğimden yeni bir yer keşfetmeliyim, yazları da gidebileceğim. Geleceğe yönelik düşünceleri sonlandırırsak daha yeşilliği bol doğal bir ortamda bir çocuk daha yapıp, sanatıma devam etmek istiyorum. 

 Geniş bir bagajı olması da önemli bir kriter

 Bir otomobil satın alırken en çok hangi kriterlere dikkat edersiniz? 

 Önce kaportanın sağlam olması önemlidir. Ailemle birlikte kullanacağımız için geniş bir bagajı olması da önemli bir kriter. Otomatik vites olursa da beklentiyi tam karşılar diye düşünüyorum. 

 Şuan sahip olduğunuz aracınızın modeli nedir ve değiştirmeyi düşünüyor musunuz?

 Hiç arabam olsun diye bir düşüncem olmadı, sanırım o yüzden şuan bir arabaya sahip değilim. Ehliyetimi de çok geç aldım. Sanırım eylül ayı gibi bir araca sahip olacağım. Hayalimizdeki otomobili alırken de size danışırız. Hem aile aracı olmalı hem de iyi hissettirmeli. 


 Editör, Duygu KÖKSAL